Distant feelings
I’m very fond of visiting museums and ancient ruins of cities and frequently display the photographs I take in such places in my exhibitions. I do this as I’m convinced that these ancient sites and the sculptures found there are rich with metaphorical narratives.
Audiences approach images of present-day spaces and people with either a sense of prejudice, or compliance, or with their own preconceived notions. This is unavoidable because there are certain things that feel familiar to them, things that they recognise or make comparisons between. Their defence mechanisms are triggered and as viewers they scrutinise what they see through their mental filters.
Yet when people look at historic artefacts that have stood in silence for hundreds and even thousands of years, they are able to put aside their fears in complete surrender. It is at that very instance, that these ancient relics begin telling their stories about humanity, politics, and about ourselves, if only we were to listen carefully.
Uzak duygular
Müzeleri ve antik kentleri gezmeyi çok severim. Oralarda çektiğim fotoğrafları sıkça sergilerimde kullanırım. Çünkü antik dönem mekan ve heykellerinin metaforik anlatı gücünün yüksek olduğuna inanırım.
Günümüzde var olan mekan ya da kişilerin fotoğraflarını sunduğunuzda, izleyicilerde ister istemez önyargı, kabul ve saplantılar devreye giriyor; çünkü tanıyorlar, hatırlıyorlar, karşılaştırıyorlar. Savunma mekanizması tetikleniyor ve bakılan fotoğrafı zihinsel filtrelerden geçirerek anlamlandırmaya çalışıyorlar.
Oysa yüzyıllardır hatta binyıllardır yerlerinde sessiz sedasız duran tarihi değerlere bakan insanlar, korkularını bir kenara bırakıp onlara teslim olmaya eğilimli oluyorlar. İşte o noktada bu kadim eserler, bize insanlık hakkında, siyaset hakkında ve iyi dinlersek kendimiz hakkında çok şeyler anlatmaya başlıyorlar.
No Comments