Corona days
There have been a number of severe changes to the structures of our everyday lives since the appearance of the COVID-19 virus. The most challenging of these undoubtedly was coming to terms with the lockdowns. Some people switched to working from home, some were afraid to go outside and others were restricted from going out. Sleep cycles turned upside down because of limited activity resulting from staying indoors for long periods. People began to fall asleep later, and to wake up later. In addition, habits began forming around spending more time in bed, lounging around and going about our days clad in pajamas.
Our changing relationships to our beds did not stop there. There were the unlucky masses who fell sick, grappling with the illness in their beds, not at hospitals perhaps but spending long hours, even days lying down in bed. It is on this basis that the image of the bed has become a meaningful symbol for these Corona days in my eyes.
The identical environment in the photographs speaks to the monotonous nature of these Covid days, whereas the split framing of the furniture signify our detachment from the outside world. The unfocused patches on the sheets indicate a sense of inner turmoil people have experienced and the figure in the painting signals the existence of a silent onlooker from another realm.
Korona günleri
Covid-19 virüsü, hayatımıza girdikten sonra, günlük ritmimizde ciddi değişimlere yol açtı. Elbette yaşadığımız en önemli değişim eve kapanmaya alışmaktı.Kimileri evden çalışmaya geçtiği için, kimileri sokağa çıkmaktan korktuğu için, kimileri de sokak yasaklandığı için eve kapanmak zorunda kaldı. Eve mahkum olup hareketsiz kalmak uyku düzenini bozduğundan, insanlar gece geç yatma, buna karşın sabah geç kalkma düzenine geçti. Yanısıra yatakta vakit geçirme, oyalanma, pijamayla yaşama alışkanlıkları ortaya çıktı.
Yatakla ilişkimiz bununla sınırlı kalmadı elbette. Bir de hastalanıp yatağa düşen şanssızlar vardı. Hastaneye gitmeden evde iyileşmeye çabalayan bu insanlar yataklarında teselli buldu; uzun saatlerini hatta günlerini yataklarında geçirdiler. Bu çerçevede benim gözümde ‘Yatak’ koronalı günlerin önemli sembollerinden biri haline geldi.
Fotoğraflarda değişmeyen ortam koronalı yaşamın monotonluğuna, kesik mobilyalar dış dünyayla iletişimin kopukluğuna gönderme yapıyor. Çarşaflarda yer yer net olmayan bölgeler kişinin iç dünyasındaki huzursuzluğu ifade ederken, tablodaki figür diğer dünyadan sessiz bir izleyiciyi temsil ediyor.
No Comments